Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Latife Aktan Özel, bireysel ve kolektif çalışmalarıyla çini sanatına kazandırdığı yenilikleri “Türk Çini Sanatında Yenilik Arayışları” konferansında sanatseverlerin dikkatine sundu.
Çini sanatının özü itibariyle değişime açık bir sanat olarak, yüzyıllar içinde farklı ekollerle, farklı tekniklerle yenilenerek günümüze ulaştığını söyleyen Özel, öğrencileriyle birlikte çini sanatına kazandırdıkları tekniklerden biri olan katmanlı çini tekniği üzerinde durdu. Özel, figür ve motiflerin katmanlar oluşturacak şekilde sır ile yüzeye yapıştırılmasından mütevellit katmanlı çini tekniğiyle üretilmiş ilk eser olan Bengü Çiçekleri Panosu’nun yapılış aşamalarından da söz etti. Öğrencilerin bu tekniği kullanarak ürettiği eserlerden görüntüler paylaşıldı. Eserler arasında en dikkat çekenlerden biri, çini sanatında daha önce kullanılmamış kaktüs motifinin stilize edildiği tabak oldu.
Selçuklu çinilerini kaynak alarak geliştirdikleri modüler sistemden de söz eden Özel, “Modüler sistemde amaç, farklı form ve desende birbirini tamamlayan çini karoların uygun düzenlemelerle bir araya getirilip tekrarlı kullanımları ile hedeflenen bütünü, yüzeyi veya bordürleri elde etmektir. Geliştirdiğimiz modüler sistem, Türk çini sanatında karoların birbirini tamamlamasının yanı sıra desen olarak da bütünlük ve süreklilik sağlıyor.” diye konuştu.
Objelerden Özgün Motiflere
Yenilik arayışlarından birinin de kumaş üzerine çini uygulaması olduğunu dile getiren Özel, bunun yanında farklı objelerden esinlenerek klasik çinide olmayan özgün motifler ortaya çıkardıklarının altını çizdi. Bardak, vazo gibi formlardan çiçek motifleri; rögar kapakları ve araba jantlarından penç motifleri oluşturduklarını söyleyen Özel, Türk çini sanatı için yeni teknik, desen, motif ve kompozisyon arayışlarının devam etmesinin bu sanatının kendini yenileyebilme potansiyelinden kaynaklandığını ifade etti.
Çini sanatını ve tüm klasik sanatların gelişimini bayrak yarışına benzeten Özel şöyle konuştu: “Bir çocuk dünyaya gelince önce emekler sonra yürümeye başlar ardından koşar ama isterse dans eder. Eğitim süresince emekliyorsunuz, eğitimi tamamladığınızda yürümeye başlıyorsunuz, eğer bunu meslek edindiyseniz koşuyorsunuz fakat özgün sanat eseri vermeye başladıysanız dans ediyorsunuz. Yadsınamayan geçmişimiz adına Türk çini sanatının dans etmeye ihtiyacı var, yenilik, değişim ve gelişim için... Geçmişteki örnekleri yok saymadan, geçmişimize karşı sorumluluk bilinciyle biz de gençlerle deneyimlerimizi, yenilik arayışlarımızı paylaşıyoruz.”
Konferans soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Latife Aktan Özel
Bize Ulaşın
